Kelimelerin İzinde: Öğrenilmiş Davranışların Edebî Serüveni Edebiyat, insanın ruh atlasını çizen, davranışların görünmez köklerine ışık tutan bir aynadır. Bir kelimenin ağırlığı, bazen bir hayatın yönünü değiştirir; bir cümlenin yankısı, kuşaktan kuşağa taşınan bir davranış biçimini doğurur. Öğrenilmiş davranışlar sadece psikolojik bir kavram değil, aynı zamanda insanın yazgısını yazan bir edebiyat motifidir. Bir karakterin tekrarladığı jest, bir toplumun kolektif belleğinde yer eden alışkanlık, edebî metinlerde yeniden doğarak kültürel kimliğe dönüşür. Öğrenilmiş Davranış Nedir? Öğrenilmiş davranışlar, bireyin doğuştan getirmediği; gözlem, deneyim ve çevresel etkileşimlerle kazandığı tutum ve tepkilerdir. İnsan, çevresinden gördüğünü taklit eder, toplumsal normlara göre şekillenir. Ancak edebiyat bize şunu öğretir:…
8 YorumEnerji Dolu Anlar Yazılar
Vakit Öldürmek Ne Anlama Gelir? Ekonomi Perspektifinden Bir Analiz Kaynakların Sınırlılığı ve Seçimlerin Sonuçları Ekonomi, temelde kaynakların sınırlılığı ve bu kaynaklar üzerinde yapılacak seçimlerin sonuçları ile ilgilenir. Zaman, her birey için sınırlı bir kaynaktır ve bu nedenle nasıl kullanıldığını anlamak, yalnızca kişisel düzeyde değil, toplumsal ve ekonomik düzeyde de kritik öneme sahiptir. Her gün, insanların sahip oldukları sınırlı zamanı farklı şekillerde harcama kararlarıyla karşı karşıya kalırız. “Vakit öldürmek” kavramı, aslında bir zaman yönetimi sorusunun yanı sıra, bireysel kararların ekonomik sonuçlarına dair derin bir iç görü sunar. Bir ekonomist olarak, bu tür bir davranışın toplumsal refah, üretkenlik ve genel ekonomik verimlilik…
8 YorumKanaviçe Yapımı Kaç Saat? Zamanı İlmek İlmek Dokuyan Bir Hikâye İlmek İlmek Başlayan Bir Yolculuk Hayat bazen küçük bir iğnenin ucunda başlar… Belki bir kış akşamı, yağmurun camlara vurduğu sessiz bir odada… Belki de bir anneannenin sandığından çıkan solgun bir etamin kumaşında. İşte ben de size bugün, tam da böyle bir gecede başlamış bir hikâyeyi anlatmak istiyorum. Çünkü kanaviçe, sadece iplik ve kumaştan ibaret değildir; sabrın, sevginin ve zamanı unutmanın bir başka adıdır. Farklı Zihinlerin Ortak Noktası Hikâyemizin kahramanları Elif ve Mert. Elif, duygularını en küçük detaylarda bile belli eden, empatisi yüksek bir genç kadındı. İnsanlarla bağ kurmayı, hikâyeleri dinlemeyi,…
8 YorumSanal Alan Nedir? Geçmişten Günümüze Bir Bakış Giriş: Bir Tarihçinin Bakış Açısı Sanal alan kavramı, günümüzün dijital dünyasında sıkça karşımıza çıkan bir terim olsa da, kökenlerine bakıldığında aslında çok daha derin bir anlam taşır. Geçmişte insanlık, iletişim ve bilgiye erişim konusunda ne kadar sınırlıydıysa, bugünün dijital dünyasında sınırların çok daha ötesine geçmiştir. Her şeyin hızla değiştiği, küreselleşmenin arttığı, bir anda binlerce kilometre uzaktaki bir insanla bağlantı kurabildiğimiz bu dönemde, sanal alan da yalnızca bir teknolojik gelişim olarak değil, toplumsal bir dönüşümün aynası olarak karşımıza çıkmaktadır. Bugün, sanal alanı anlamak, geçmişin toplumsal ve kültürel kırılmalarına ışık tutmak anlamına gelir. Peki, sanal…
8 YorumSahibinden Ne Kadar Ücretsiz? Etik, Epistemoloji ve Ontoloji Perspektiflerinden Bir Bakış “Ücretsiz” kelimesi, günümüz toplumunda sıkça karşılaştığımız bir terim olsa da, bu kelimenin anlamı ve derinliği üzerine düşünüldüğünde, oldukça karmaşık bir hal alır. Filozoflar, antik çağlardan itibaren, “gerçekten özgür olmak” ve “özgürlük” kavramlarını sorgulamışlardır. Fakat günümüz dünyasında, bize sunulan “ücretsiz” teklifler, bir çelişkiyi de içinde barındırmaktadır. Birçok kişi, “Sahibinden” gibi platformlarda sunulan ücretsiz ilanlara ve hizmetlere ilgi gösteriyor; ancak bu “ücretsizlik” olgusu, varoluşsal, epistemolojik ve etik açıdan derinlemesine sorgulanması gereken bir konu haline gelmektedir. Peki, gerçekten “ücretsiz” bir şey var mı? Sahip olduğumuz bu ücretsiz imkanlar ne kadar gerçek? Bir…
4 YorumMaximus Decimus Meridius Gerçek Mi? Sinema Tarihinde Efsaneleşen Bir Karakter Ridley Scott’ın 2000 yapımı Gladiator filmi, izleyicilere antik Roma’nın ihtişamını ve acımasızlığını sunarken, başrol karakteri Maximus Decimus Meridius ile de hafızalarda iz bıraktı. Russell Crowe’un canlandırdığı bu karakter, Roma İmparatoru Commodus’a karşı verdiği intikam mücadelesiyle tanınır. Ancak, bu kahraman gerçek bir tarihi figür müdür, yoksa tamamen kurgusal bir yaratım mı? Maximus: Tamamen Kurgusal Bir Karakter Maximus Decimus Meridius, tarihsel kayıtlarda yer almayan bir isimdir. Filmin senaristleri, antik Roma’dan ilham alarak, bu karakteri yaratmışlardır. Ancak, Maximus’un hikâyesi, Roma tarihindeki bazı gerçek olaylardan ve figürlerden esinlenerek şekillendirilmiştir. Örneğin, Maximus’un Marcus Aurelius’un sadık…
8 YorumMitin Küllerinden Doğan Anlam: Kaknüs Kuşu Gerçek mi? Dünyanın farklı köşelerinde insan toplulukları, doğayı anlamlandırmak için hikâyeler anlatmıştır. Her kültür, kendi coğrafyasının rüzgârıyla biçimlenmiş semboller üretir. Ben bir antropolog olarak, bu sembollerin ardındaki ortak duyguları —ölüm, yeniden doğuş, umut ve kimlik arayışı— okumaya çalışıyorum. “Kaknüs kuşu gerçek mi?” sorusu, tam da bu ortak anlamın merkezinde durur. Çünkü bu soru yalnızca bir mitolojik yaratığın varlığını değil, insanın kendi kültürel hafızasında yeniden doğma isteğini de sorgular. Kaknüs’ün Efsanevi Kimliği Kaknüs kuşu, Fars mitolojisinde ve klasik Doğu edebiyatında ölümsüzlüğün simgesidir. Efsaneye göre, Kaknüs bin yıl yaşar, zamanı geldiğinde kendi yuvasını ateşe verir ve…
8 YorumKısa cevap: Kalpte 3 ana koroner damar vardır — ama mesele yalnızca sayı değil, bu damarların her birinin kalbin yaşam melodisindeki rolüdür. Kalp… hepimizin içinde sessizce atan bir motor, ama aynı zamanda bir mucize. Onun damarlarını konuşmak, sanki hayatın kendi yollarını haritalamak gibi. Bugün bu yazıda “kalpte kaç tane ana damar vardır?” sorusunun ötesine geçeceğiz. Çünkü mesele, yalnızca sayılar değil; bir organizmanın nasıl mükemmel bir mühendislikle, duygusal bir düzenle çalıştığını anlamakla ilgili. Kalbin üç kahramanı: Sol ana, sağ koroner ve onların öyküsü Kalbin ana damarları dendiğinde, aslında bahsettiğimiz şey koroner arterlerdir. Bunlar kalbin kendi kasını besleyen, yani kalbi “hayatta tutan”…
6 YorumGüdülenmiş Davranışlar Nelerdir? Antropolojik Bir Bakış Kültürlerin Renkli Dünyasında Davranışın İzini Sürmek “Bir toplum neden dans eder? Diğeri neden susarak yas tutar? Bir grup neden sabahları güneşe dua ederken, diğeri sessiz meditasyonu seçer?” Bir antropolog olarak bu sorulara yanıt aramak, insanın davranışına yön veren görünmez güçleri anlamaya çalışmaktır. Her toplumun eylemlerinde, ritüellerinde ve sembollerinde bir “güdülenme” vardır — sadece bireysel değil, aynı zamanda kültürel bir enerji. Güdülenmiş davranışlar bireyin içsel dürtülerinin toplumsal anlamlarla buluştuğu yerde doğar. Güdülenme: Bireyden Topluma Uzanan Bir Köprü Antropolojiye göre insan davranışları, yalnızca biyolojik ihtiyaçların değil, aynı zamanda kültürel anlamların da ürünüdür. Bir toplulukta açlık, sadece…
Yorum BırakGrip Olunca Neler Olur? Ekonomik Bir Perspektiften İnsan Sağlığının Maliyeti Bir Ekonomistin Gözünden: Kaynakların Sınırlılığı ve İnsan Bedeni Bir ekonomist için her şey “kıt kaynaklar” ve “tercihler” üzerine kuruludur. Fakat bu bakış açısı sadece para, emek veya enerjiyle sınırlı değildir; insan sağlığı da aslında bir ekonomik kaynaktır. Grip olunca yaşanan süreç, hem bireysel hem toplumsal ölçekte bir maliyet zinciri başlatır. Zira her ateş, her izin günü, her azalan verimlilik saati — ekonominin görünmeyen denkleminde yeni bir satır açar. Grip, ilk bakışta yalnızca bir hastalık gibi görünür; ama ekonomist gözüyle bakıldığında, o aslında bir verimlilik şoku, bir mikro kriz ve bazen…
6 Yorum